Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (IPC) 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP27) Taraflar Konferansı’nda yarın açıklanacak olan “Türkiye’nin Dekarbonizasyon Yol Haritası: Sektörel Maliyet-Fayda Analizi” raporu, Türkiye’nin en son gelişmeleri. 2020 ile 2030 arasındaki satın alma gereksinimleri hesaplandı.
Dolayısıyla Türkiye, enerji, ulaştırma, konut, sanayi ve diğer üretken sektörlerde 101 milyar dolarlık bir yatırımla 2050 yılında yeterince karbondioksit üretebilecektir.
Tüm sektörlerde üretilmesi gereken miktar 171 milyar dolar olarak hesaplansa da, esas olarak petrol üretiminin azalması nedeniyle aynı miktar 70 milyar dolar fayda sağladığından, gerekli miktar 101 milyar dolara eşittir.
Petrol üretimi ve maliyetlerindeki düşüş sonucunda sağlık maliyetlerinin 42,1 milyar dolar azalacağı tahmin ediliyor.
1 MİLYAR 350 MİLYON TON KARBON KAÇINILACAK
Bu değişikliğin sonucunda 1 milyar 350 milyon ton karbon salımının önüne geçilecek ve Türkiye’nin salımları 2030 yılında 2018 seviyesinin %32 altına düşecek.
İklim değişikliğiyle mücadeleye geçişin en önemli parçası olarak kabul edilen enerji sektörü, 2030 yılına kadar 36,5 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç duysa da, kömür ve gazdaki düşüş nedeniyle bu rakam 29 milyara düşüyor. .
Ulaştırma sektöründe ihtiyaç duyulan miktar, petroldeki düşüş nedeniyle 12,5 milyar dolardan 2 milyar dolara düşüyor.
En değerli şey, şehir değişiminin de dahil olduğu evlerde görülür. 100 milyar dolara yaklaşan konut talebi, fosil yakıt kıtlığı nedeniyle 41 milyar dolara düştü. İmalat ve diğer imalat sektörlerinde talep halen 21 milyar dolar seviyesinde.
ARTAN RÜZGAR, GÜNEŞ VE DEPOLAMA KAPASİTESİ
Rapora göre, bu yatırımla birlikte 28 gigawatt güneş enerjisi ve 23 gigawatt rüzgar enerjisi daha Türkiye’ye girecek.
Ayrıca yatırım, 2020-2023 döneminde devreye alınan 1,32 gigawatt’lık santraller dışında sistemde yeni kömürlü termik santrallerin kullanılmamasını ve 2035 yılına kadar mevcut santrallerin devre dışı bırakılmasını sağlıyor.
2026 yılından itibaren açık deniz rüzgar santralleri ve sürdürülebilir güneş enerjisi teknolojilerinin sisteme entegrasyonu, yaklaşık 5,7 gigawatt’lık depolama teknolojilerinin devreye alınması ve küresel bağlantı gücünde 3,35 gigawatt’lık bir artış mümkün olacaktır.
Rapor editörü ve IPC İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Türkiye’nin 2053 hedefine ulaşmak için şimdiden harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “Zaman geçtikçe hesapladığımız maliyet her gün artacak. 10 yıllık değişimin maliyeti yüzde 1 civarında. Türkiye’nin geliri diye sözler kullandı.
Çalışmada tüm sektörlerin ayrı ayrı yönetildiğini ve detaylı bir fiyat analizi yapıldığını anlatan Şahin, şunları kaydetti:
“Avrupa ile ticaretimizin devam etmesi ve Paris Anlaşması taahhütlerini yerine getirebilmesi için Türkiye’nin emisyonlarını cesurca azaltması ve sıfıra ulaşması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’nin en yakın zamanda emisyon sınırına ulaşacağını en son uluslararası duyuruda duyurması ve azaltmaya başla Eylemlerimiz, Türkiye’nin karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 2018 seviyelerine göre yüzde 32 azaltmasına ve 1 milyar 350 milyon ton karbon emisyonunun önlenmesine yardımcı oluyor.Türkiye’nin yıllık sera gazı emisyonlarının 520 milyon ton olduğunu düşünürsek bu çok fazla.”
kaynak: AA
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]