Turgut Özal (13 Ekim 1927 – 17 Nisan 1993), Türk bürokrat, siyasetçi, mühendis ve devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin sekizinci Cumhurbaşkanı. Ondan önce 1983-1989 yılları arasında 5 yıl 10 ay başbakanlık ve aynı zamanda Anavatan Partisi Genel Başkanlığı yapan Özal, görev başındayken hayatını kaybeden Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra görev başında ölen ikinci cumhurbaşkanı oldu. başkan olarak görev yapıyor.
Turgut Özal’dan unutulmaz sözler
Sen git o küçük Turgot’ya söyle.
Seçim öncesi ikramiye için enayi miyim?
Başkan’ın bugün olduğu gibi, yetkilerini artırmadan veya eksiltmeden halk tarafından seçilmesini tercih ederim.
elli elli kardeşim.
Enflasyonist baskıyı ortadan kaldırmanın yolu devlet gelirlerini artırmaktan geçiyor.
Dürüst olmak gerekirse iki şeye düştüm. Biri açık toplum, ikincisi serbest ekonomi.
Hayatta O’nun izni olmadan Allah’a dönüş yoktur! Biz ona teslim olduk.
sen bize yardım et Yardımdan daha önemli gördüğümüz konu ticarettir.
Bize daha fazla ticaret fırsatı verin.
Memurum işini bilir.
Ekonomi doğa kanunlarıdır. Bu kanunları çiğneyerek nehrin ters yönde akmasına izin vermeyelim.
Başkan oldum diye namazı bırakmalı mıyım? / Turgut Özal
Biraz müzik aç da ruh halimizi bulalım, Semracağı. / Turgut Özal
Şimdi o işi değiştirdik, buyurun kardeşim!
Anayasayı bir kez çiğnemenin yanlış bir yanı yok! Favoriyi takip et
zenginleri severim
12 Eylül’de Türkiye’yi yıkımdan, çöküşten Evren Bey’in kurtardığına yürekten inanıyorum.
Alış, alış. (“alışamadık” diyerek aktif başkanlık tarzını eleştiren liderlere atıfta bulunarak..)
Devlet millet içindir, millet devlet için değildir! / Turgut Özal
Devlet halka sorarak değil, halka hesap vererek yönetilir.
İnsanlar dövüşleri izlemeyi severler, dövüşçüleri sevmezler.
Irak savaşına Amerikalıların yanında girersek, bire üç alırız.
sen bize yardım et Yardımdan daha önemli gördüğümüz konu ticarettir. Bize daha fazla ticaret fırsatı verin.
ABD Anayasasına baktım. Anayasayı tartışmak istiyorum. Tartışma konuşulduğu zaman bir anayasa profesörü çıkıyor ve hayır diyor.
Yığar mısın kardeşim, yığar mısın?! Lütfen? Ya başkası gelirse?!
Birinci dereceden büyük bir ülke olmanın birinci şartı iyi bir coğrafi konumda olmak, ikincisi ise yeterli büyüklükte ve kalitede bir nüfusa sahip olmaktır.
seni daha iyi yapar
Türkiye gelişmediyse bunun en büyük sebebi Batı’nın bizden çok kolay insan satın alabilmesidir!
Bir şey yaptığımda, sol başlıklarda ne yazdığına bakarım.
Çocukları seviyoruz. Biz gençleri seviyoruz. İnsanları seviyoruz. İnsandan daha mübarek hiçbir mahluk, müessese ve din yoktur.
Baktım ki, bir şeyler bulabilen, keşfedebilen, icat edebilen, yenilikler getirebilen bütün ülkelerde, belki bir iki, belki iki, üç ülkede en önemli özelliğin düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu gördüm.
Biz dönemi doğru okuyorduk ve dönemi doğru okumak, Türkiye ekonomisini dünyada beklenen gelişmelere hazırlamak ve dünyanın gidişatıyla senkronize etmek demek.
Ahirete inanıyorum ve bu dünyanın benim geçiş yerim olduğuna inanıyorum. Öbür dünyada bugün yaptıklarından sorumlu olacaksın. İlim sahibine, ilmini doğru kullanıp kullanmadığını, para sahibine de parasını doğru kullanıp kullanmadığını sorar. Size hizmet etme fırsatı da verdik ve bu fırsatı iyi değerlendirip değerlendirmediğiniz soruluyor.
Baktım ki, bir şeyler bulabilen, keşfedebilen, icat edebilen, yenilikler getirebilen bütün ülkelerde, belki bir iki, belki iki, üç ülkede en önemli özelliğin düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu gördüm.
Devlet bir tanrı ya da baba değildir. Devlet istihdam kaynağı da değildir. Önemli olan devletin zenginliğinden milletin zenginliği değil, milletin zenginliğinden devletin zenginliğidir.
1983’te Anavatan Partisi ile birlikte yapılan seçimler, çok önceleri 1979’da ortaya atılan, o döneme zıt sayılabilecek farklı ve farklı fikirlerin bir kısmını iktidara getirdi; Serbest piyasa sistemi ve bireysel önceliğe dayalı bir dizi ilke. Bireyin devletten daha önemli ve öncelikli olduğu, hatta bir ölçüde ayrıcalıklı olduğu, serbest piyasa mekanizmasının işlediği bir sistemdir.
Her zaman söylüyorum, özellikle gençler hafızanızda bir olay çekin ve o filmi geliştirmeyin. Çünkü sen düzelttin. Bu film gördüğünüz gibi değil. Bir taraftan bakıyorsunuz, olayın bir de diğer tarafı var. Birçok şey çok boyutludur.
Gerçeği olduğu gibi konuşalım. Ondan korkumuz yok. Çatışmadan korkmuyoruz. Ancak gerçekleri ve gerçekleri yanıltmamaya dikkat edelim. Aksi takdirde bazı tabuları önümüze koyup “Bu bir tabu, tartışmayalım” diyemeyiz.
Canım pahasına da olsa yeminime sadık kalacağım. Tarafsız olacağıma yemin ettim ama taraf tuttum. Hangi tarafı tutacağım? Atatürk ilke ve inkılaplarının yanında olmaya devam edeceğim. Anayasal kurumlarımızı desteklemeye devam edeceğim. Yakın vadede Avrupa Topluluğu’nun en ayrıcalıklı üyelerinden biri olmak için Türkiye’nin yanında yer alacağım. Cumhurbaşkanlığı makamını her türlü iç siyasi sıkıntılardan uzak tutacağım ama mütevazi bir vatandaş olarak halkımın yanında yaşıyorum… Son olarak şu anlayışla bitirmek istiyorum: Bu sımsıcak milletin, bu kudretli ülkenin Cumhurbaşkanı olarak. ve bu büyük cumhuriyet benim en büyük unvanlarımdan biridir. O en büyüğü. Türküm demek ne mutlu!
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]