medyauzmani.com
Tahsil edilemeyen bir senet kötü bir borç mudur? – Özgün Fikirler

Tahsil edilemeyen bir senet kötü bir borç mudur?

TC
Gelir Yönetimi Başkanı
istanbul vergi dairesi
Mükellef hizmetleri için Katma Değer Vergisi Grubunun yönetilmesi

sayı : 39044742-KDV.1-240 04/2016
Tema : Tahsil edilemeyen fatura tutarının şüpheli alacak olarak kabul edilip edilemeyeceği ve brüt katma değer ve katma değer vergisi açısından değerlendirilip değerlendirilmeyeceği.

Faiz ile kayıtlı fayda başvuru formunda Genel olarak İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi aracılığıyla elektronik tamir, bakım ve tesisat taahhüt işleri şeklinde hizmet verdiğiniz… İnşaat Tic. Ltd. Şti. 135.000,00 TL + 2.430,00 TL stopaj olarak 135.000,00 TL + 2.430,00 TL tutarında… tarihli … ve numaralı fatura kestiğinizi, temin ettiğiniz okul elektrik ve elektronik üretimi ile ilgili KDV ve gelirlerin faturanın ilgili şirketten tahsil edilemeyeceğini ve tahsilatın mahkeme nezdinde yapıldığını belirterek, faturanın ait olduğu dönemde ödenmesi gereken vergi; Tahsil edilememesi nedeniyle gelir olarak görünen dönemde vadesi gelen fatura tutarının değersiz alacak olarak kabul edilip edilemeyeceği ve söz konusu tutarın gelir vergisi ve KDV açısından ne şekilde mahsup veya mahsup edileceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş istenmektedir.

1- gelir vergisi açısından :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden elde edilen kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verildi.Bilanço esasına göre işletme karı, bir işletmenin hesap dönemi sonundaki ve hesap dönemi başındaki özkaynak değerleri arasındaki pozitif farktır. Bu dönemde mal sahibi veya sahipleri tarafından:

  1. İşletmeye kattığı değerler bu farktan düşülür;
  2. İşletmelerden alınan değerler ekiplere eklenir.

Bu şekilde ticari kazanç tespitinde Vergi Usul Kanununun kıymet takdirine ilişkin hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur. Yargı dahildir.

Öte yandan, anılan kanunun “İşletme Hesabına Göre Ticari Kazanç Açıklanması” başlıklı 39. maddesinde; İşletme aritmetiğine göre işletme geliri, bir muhasebe döneminde gelir ve giderler arasındaki pozitif farktır.

(Gelirler toplanan fonlardan alacakları, giderler kullandırılan ve tahakkuk eden tutarları ifade eder.)

Emtia alım satımı ile uğraşanların ticari bir kazanç elde etmeleri için, mal stokunun hesap dönemi sonundaki değeri gelirlere, dönem başındaki emtia değerleri ise giderlere eklenir. .

Bu şekilde ticari kazanç tespitinde Vergi Usul Kanununun kıymet takdirine ilişkin hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur. Yargı dahildir.

Ayrıca, aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespiti için indirilecek giderler ve anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve elde tutulması için yapılan genel giderler hesaplanmıştır. Vergi Usul Kanununa göre tahsis edilen amortismanın (7) numaralı bendinde ise gider olarak indirilmesi gerekmektedir.

Ticari kazancın tespitinde geçerli olan dönemsellik ilkesi ve tahakkuk esası olmak üzere iki temel ilke vardır. Tahakkuk ilkesinde gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle tamamlanmış olması, yani işlemden doğan borcun veya borçluya ödenecek tutarın ve koşulların yanı sıra zarara neden olan işlemin tamamlanmasının da belirtilmesi gerekir. gelir veya gider. Bu ilkeden yola çıkılarak, özel bir düzenleme olmadıkça, akdedildiği dönemin gelirlerinin nitelik ve tutar bakımından tespitinde gelir ve gider unsurunun dikkate alınması gerekir.

Buna göre, okul elektrik ve elektroniği üretimine ilişkin düzenlenen fatura tutarının çeşitli nedenlerle tahsil edilememesi durumunda, tahsil edilemeyen kısmın Vergi Kanunu’ndaki şartların geçerli olduğu dönemde şüpheli alacak veya şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi mümkündür. Prosedür Kodu karşılandı. Ancak, söz konusu hizmet için kesilen fatura tutarının ödenmeyen kısmının daha sonra bir şekilde tarafınıza ödenmesi durumunda işletme gelirinize dahil edilmesi tabidir.

Öte yandan, şüpheli alacakların veya kötü alacak şartlarının bulunmaması durumunda bu tutarlar gider olarak değerlendirilemez.

2- Vergi prosedürü açısından:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesinde; “İhtiyat kararı veya zorunlu bir belge nedeniyle tahsili mümkün olmayan alacaklar değersiz olacaktır.

Değersiz alacaklar, tasarruf değerine dönüştüğü tarihte tasarruf değerini kaybeder ve itibari değerinden zarar görerek yok olur.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükümlerine giren değersiz alacakları gider kaydedilmek suretiyle imha olunur. Yargı dahildir.

Yukarıdaki maddeye göre, arızi muhakeme veya ikna edici belgelere göre artık tahsili mümkün olmayan alacaklar, değersiz alacaklar olarak sınıflandırılır. Gördüğünüz gibi değersiz hale gelecek. Artık tahsil edilemeyen, değeri sıfıra indirilen kayıp bir borç olacaktır. Yasal düzenlemeye göre alacağın artık tahsil edilemeyeceğinin mahkeme kararı veya ikna edici bir belge ile ispatlanması gerekmektedir. Karardan anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulduğu, icra takibinin yapıldığı ve bu talep ve işlemler sonunda hakimin alacağın ödenmeyeceğine karar verdiği; “Kesin belge” tabiri, ödemeyi imkansız kılan durum ve sebepler sonucunda ortaya çıkan belgeler olarak anlaşılmalıdır. Alacağın objektif ve güvenilir belgelerle tahsilinin zorluğunun ispatı, şüpheli alacak uygulaması açısından büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde, alacakların tahsili konusunda takdir yetkisi mükellefe bırakılmıştır. Kanun koyucu, bu boşluğu bırakmamak için, sonuçsuz kaldığı söylenen iddianın, bir hüküm veya ikna edici bir belge ile titizlikle takip edildiğini düşünmüştür.

Ayrıca alacağın değersizleştiği yılın hesaplarına zarar olarak kaydedilmesi gerekir ve ilgili yılda kayda alınmayan alacaklar sonraki yıllarda dikkate alınamaz.

Aşağıdaki belgeler vergi hukuku uygulamasına ilişkin kesin belge örnekleri olarak sayılabilir.

– Borçlunun mal bırakmadan ölmesi veya borçlu hakkında Medeni Kanun’un 31. maddesi ve devamındaki maddeler uyarınca mahkemelerce verilen gaiplik kararı ile sulh hukuk mahkemelerince verilen mirasın reddi kararı mirasçıların da mirası reddettiklerini belirterek,

– Alacaklının borçluya karşı açtığı davada borçlunun galip geldiğine dair mahkeme kararı.

– Alacağın temlikine ilişkin mahkeme huzurunda düzenlenen belgeler,

– Alacaktan vazgeçilmesini öngören konkordato sözleşmesi,

– Borçlunun dolandırıcılıktan suçlu olduğunu ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını tevsik eden resmi belgeler,

– İcra memurundan borçlunun adresinin belirtilmediğine, icra takip dosyasının silindiğine ve yasal süresi içinde yenileme başvurusu yapılmadığına dair yazı,

– Alacağın menşei ve çıkışı bakımından açık ve ikna edici sebeplerin bulunması kaydıyla temlik edildiğini gösteren sözleşmeler, (Alacaklılar, alacaklının tek taraflı iradesini beyan ederek iptal edilen değersiz alacak olarak tescil edilemez.)

Yetkili makam tarafından tasfiyeye tabi borçlu hakkında Ticaret Mahkemesi tarafından verilen iflas kararına ilişkin belgeler.

Yukarıdaki açıklamalar kapsamında; Söz konusu alacakların değersiz alacak sayılabilmesi ve işletme hesabı esasına göre sorumluluk alanınızda gider yazılabilmesi için söz konusu alacakların değersiz olduğuna dair belgeler ve mahkeme kararının ilgili hesap yılına eklenmesi gerekmektedir.

Aksi halde değersiz bir borçlu olarak bu alacak, hesaplarına aktarılamaz ve gider kaydedilemez.

3- Katma Değer Vergisi Koşulları:

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu;

– 1/1 maddesinde ticari, sınai, tarımsal ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir,

– 8/1-a maddesinde, malın teslimi ve hizmetin ifası halinde malın teslimi veya hizmeti ifa edenler katma değer vergisine tabidir,

– 10 uncu maddesinin (a) bendinde, mal teslimi veya hizmet ifasında, (b) bendinde, fatura ve benzeri belgelerin mal tesliminden veya hizmet ifasından önce ibraz edilmesi hâlinde fatura veya benzeri tutarı bu belgelerde gösterilen miktar ile sınırlı olacaktır.Belgelerin düzenlenmesi ve vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde,

– 29 uncu maddenin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, faaliyetleri ile ilgili olarak kendilerine yapılan teslimler ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisi, bu Kanunda aksi öngörülmedikçe, mükelleflerin indirebilecekleri, vergilendirilebilir işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisi; (3) fıkrasında, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılının,

yasalaştı

Dolayısıyla KDV açısından vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin ifası ile ortaya çıkmakta olup, KDV mükelleflerinin malın teslimi veya ifa bedelini tahsil edip etmemesi KDV uygulaması açısından fark etmemektedir. hizmetin.


Kaynak: GİB Özel
Yasal uyarı: Bu içerikte yer alan bilgiler, resimler, tablolar, açıklama, yorum, analizler ve içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bir kişi veya kuruluşa özel profesyonel bilgi veya tavsiye sağlama amacı taşımaz. Tema olarak benzer olsa da her eser kendi koşullarından dolayı farklı tavırlar sergileyebilir. Bu nedenle, bu makalede belirtilen içerikten yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar vermeden önce bir uzmana danışmanız yararınıza olacaktır. Bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer her türlü içeriğin özel veya resmi makamlarca kullanılması sonucunda doğabilecek zarar ve ziyandan Muhasebe Haberler veya ilişkili kişi veya kurumlar sorumlu değildir. , gerçek veya tüzel kişi, kurum ve kuruluşlar.


Kaynak: İŞKUR Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın