medyauzmani.com
Sevdiğim Kadına Güzel Sözler ( Anlamlı, Duygusal, Romantik ) – Özgün Fikirler

Sevdiğim Kadına Güzel Sözler ( Anlamlı, Duygusal, Romantik )

Sadece sev dedi gözlerin, bense aşka müebbet yedim.

Sen güldün. Ben bir yudum daha içtim çaydan. Yoksa nasıl açıklardım içimde ki bu sıcaklığı.

Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten’e değil, kalbe dokunacaksın.

Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil; Yüreğinde duruşunu seversin.

Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil. Yüreğinde duruşunu seversin.

Hayallerime senden başkasını sığdırmam mümkün değil.

Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.

Hayat demek mücadele demektir, en güzel duygu yalansız sevmektir. Sevgine gözyaşlarını feda etmektir. Asıl marifet görmesen de sevdiğini yüreğinde bilmektir.

Bir romansın okuyup da bitiremediğim… Bir özlemsin uzanıp da erişemediğim… Bir sensin merhaba deyip de evlada diyemediğim.

Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.

Biri var uzaklarda haykırıyor! Biri var uzaklarda seni özlüyor! Biri var uzaklarda seni sensiz yaşamaktan korkuyor! Biri var uzaklarda seni çok ama çok seviyor.

Rüzgâr alabildiğine hırçın, yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman… Tıpkı gözlerindeki huzur gibi…

“Ben sana kızsam, kendime küserim.” Cemal Süreya

Sevebildiğin kadar sev, hayat kısa.

Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.

Yaşadığım aşkların hepsi dram, tek gerçek benim için yanan sigaram.

Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?

Aşk Hz. Zeyd’in gözlerindeydi, Hz. Bilal’in sesinde! Sümeyyenin parcalanan bedeninde, Ammar’ın yetim kalışındaydı! AŞK onun( s.a.v. ) yolunu takip etmekti. Şimdi söyle Aşık mısın?

Hayatta iki kişi tanıdım. Birisi asla benim olmayacak sen, diğeri senden başkası olmayacak sen.

Eskisi gibi sevdalar lazım. Mektup yazarak seven, sevdiğinin fotoğrafını cebinde taşıyan. O kadar narin, bir o kadar zarif sevdalar.

Biz elini tuttuğunda titreyen insanlardın sen belini tuttuğunda titreyenleri seçtin.

Yatağını gül yapraklarıyla, hayalini papatyalarla süsledim, kâbuslarını da ben aldım ki en güzel rüyalar senin olsun diye.

Ben asla ağlamam deyip her gece yatağa yattığında aklına o gelip gözünden iki damla yaş süzülüyorsa eğer utançla işte o zaman aşıksın demektir.

Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.

Evleniriz belki bir gün, belki çocuklarımız olur. Bana benzer şair olur, sana benzer şiir olur.

Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.

Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.

Gönlüme taht kurdun, gönlümün sultanı oldun, gece gökyüzünde parlayan yıldızım, sabah ise ruhuma doğan güneşim oldun.

Hiç pes etmeden sevdim seni… Gecenin kör karanlığında beyaz atıyla gelen birini bekler gibi bekledim. Hep ellerimden tut ve beni de kendinle götür istedim. Sonunda geldin sevgilim ve beni de kendinle birlikte yaşattın. Seni çok seviyorum…

Kadınlar sözleriyle değil, gözleriyle konuşur aslında. Bu yüzden onları anlamak için dinlemek yetmez, izlemek gerek yalnızca.

Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, Bir ayrılığı var bir de gözyaşı.

Biz elini tuttuğunda titreyen insanlardın sen belini tuttuğunda titreyenleri seçtin.

Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir… ama; anlayana işte.

Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.

Öyle çok yanar ki için dünyadaki bütün suçları işlediğini sanırsın. Oysa sadece sevmişsindir.

Seviyorsan git ısır bence, köpek gibi sevdiğini o da anlasın.

“Biz bаşkа severdik, o yüzden bаşkа sevemedik.” Nаzım Hikmet Ran

“Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.” – Benjamin Franklin

Bir insan değer vermek, özen göstermek, onun kıymetini bilmek de bir kültürdür. Bunun eğitimi yoktur, kitaplarda yazmaz. Yolu insan olmaktan geçer.

Aşk kimsenin dilinden düşmüyor ama gerçekten âşık olanları bulmak çölde su bulmaya benziyor. Ben ise sana vaha olmaya geldim.

Seviyorsan, bugün sor, bugün ara, Yarına kim öle, kim kala.

Öyle çok seviyorum ki seni; bazen nefes almayı unutacak kadar, bazen aşktan sarhoş olacak kadar, bazen de kör olacak kadar… Seninle birlikteyken tüm dünya silinip gidiyor da bir tek sen kalıyorsun sanki yanımda. Sen benim kıymetlimsin canım sevgilim…

Sensiz bir dünya düşlemek için aklımı yok etmem, ellerini tutmadan yürüyebilmem için yeniden doğmam lazım. Artık bir kere girdin tüm beynime, hücrelerime ve ruhuma… Sensizliği düşünmek bu saatten sonra dedelikten başka bir şey değil sevgilim…

Eğer sen yanımda yürüyeceksen ve ellerimi hiç bırakmayacaksan o zaman cehennemin ortası bile cennet gibi gelir bana. Tüm kokular güzel, tüm yiyecekler lezzetli gelir. Eğer sen yanımda yaşlanacaksan sevgilim, zehir bile bana şeker gelir…

Herkes bir yaşam seçer ve seçtiği yaşamın bedelini öder.

Yanlış bildiğin yolda; herkesle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda; tek başına yürü.

Gerçek sevginin her zaman sabır olduğunu biliyorum çünkü gerçek sevgi aceleci olan taraf değil, bekleyen taraftır.

Yanağına düşen kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde ve o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yüzünü rüzgâra dön, oradayım.

Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.

“Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder.” – Mevlana

Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.

Ya gönlümü al artık seni sevmesin, ya aklımı al artık seni düşünmesin, ya feryadımı duy gözlerimden hayalin silinmesin ya da canımı al bu kadar acı çekmesin.

Bir kadının dudaklarında değildir aşk. Bedeninde hiç değildir. Aşk, kadının göz kapaklarındadır. Kadın, göz kapaklarında saklar o adamı. (Özdemir Asaf)

O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.

Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.

Sana doğru bir kelebek uçurdum. Dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu. Hissettin mi?

Gökyüzünden bir parça düşse, bu gözlerine düşerdi. Ben her baktığımda kayboluyorum gözlerinin engin denizinde.

Benim çok sevilmeye değil, hep sevilmeye ihtiyacım var.

Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın.

Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil; Yüreğinde duruşunu seversin.

Mutlu olmak kimin umurunda, sen yanımda ol yeter.

Aşk, yer yerinden oynasa da; yari yürekteki yerinden oynatmamaktır.

Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.

Benim sadece iki elim var, hayata dört elle sarılmam için sana da ihtiyacım var.

Yarınlarımı hazırlıyorum ikimiz için, o güzel sihirli sözlerin için yaşıyorum hayatı bebeğim.

Seni tertemiz helal duygularımla sevdim seni bitmeyen öz güvenimle sevdim sana ben aşık oldum habersizce şimdi soluyorum duy sesimi inan bana seviyorum seni aşık oldum sana.

Seni seven çoktur, şükür anlım aktır, bir de sen seversen, dünya bana dardır.

“Bir kadının dudaklarında değildir aşk. Bedeninde hiç değildir. Aşk, kadının göz kapaklarındadır. Kadın, göz kapaklarında saklar o adamı.” Özdemir Asaf

Bir kadının gülüşüne aşık olan erkek şanslıdır. Çünkü bunu sevdiği kadına her söyleyişinde, aşık olduğu şeyi görecektir.

Ve biz seninle tarih boyu geç kalınmış aşkız, hiç vaktinde yetişemedik hayal kırıklıklarımızı taşıyan vapurun kalkışına..

Sana olan aşkım öyle kocaman ki sevgilim, kalbim ona küçük gelen bir pantolon gibi… Ne zaman yenisi alsam, aşkım hep boy atıyor sanki…

Seni ruhumun derinlerine gömdüm, kimse bulamasın diye ve özledikçe aynı yerden çıkarıp seviyorum her gece… Seninle rüyalarımı renklendiriyorum sevgilim ve hayatımı seninle bir şölene çeviriyorum…

Sarı giyer güneş olursun, Mavi giyer deniz olursun, Siyah giyer matem olursun, Kim bilir belki bir gün, Beyaz giyer benim olursun.

Sen güldün. Ben bir yudum daha içtim çaydan… Yoksa nasıl açıklardım içimde ki bu sıcaklığı…

İnsan en çok aşka başlarken mutludur.

Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.

Sen güldüğün zaman ben yaşadığımı hissediyorum, sen ağladığın zaman ben ölüyorum.

Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten’e değil, kalbe dokunacaksın.

Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.

Benim sadece iki elim var, hayata dört elle sarılmam için sana da ihtiyacım var.

Kalbim bomboş kalmıştı sanki atmıyordu sessiz kalmıştı küsmüştü sanki bana, seni gördü gözlerim kalbime haber verdi kalbim direk seni kendine yazdı ve öyle aşık oIdum sana.

Mutluluğumsun sen, umudumsun sen, nefesimsin sen, vazgeçilmezimsin sen, aşkımsın sen, sevdiğimsin sen. işte bu yüzden her şeyimsin!

Hayatta iki kişi tanıdım. Birisi asla benim olmayacak sen, diğeri senden başkası olmayacak sen.

Gülümseme nedenimsin sen. yüzümden asla gitmeyecek olan tebessümün tek nedenisin. tek bir dokunuşunla üzüntüleri sıkıntıları unutturansın sen. işte bu yüzden “MUTLULUĞUMSUN” sen..

Eskisi gibi sevdalar lazım. Mektup yazarak seven, sevdiğinin fotoğrafını cebinde taşıyan. O kadar narin, bir o kadar zarif sevdalar.

Okyanusla gökyüzü gibiydik biz seninle. İkimizde maviydik, birlikte gibiydik. Aslında hiç birleşmemiştik.

Karşılıksız sevginin her zaman en zoru olduğunu söylerlerdi, şimdi neden bu kadar zor olduğunu anlıyorum.

Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden.. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.

Seninle kavga etmeyi en yakın arkadaşımla eğlenmeye tercih ederim.

Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Söyle sevgili şimdi hayatın da bir kayıp mıyım bulunmaz. Açık bir yara mıyım sarılmaz. Tehlikeli bir yol muyum gidilmez.

Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil. Yüreğinde duruşunu seversin.

Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın.

Al bu kalbi yeni sevgiline ver. De ki, senden önce benim öldürdüğümden sana küçük bir armağan olsun.

Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.

Kadınlar sevilmelerinin yanı sıra, kendilerine saygı duyulmasını isterler. Çünkü onlar bir bireydir ve birbirlerinden eşsiz düşüncelere sahiptir. Bir kadının söylediklerine kulak kabartıp, onun düşüncelerini doğru bulmanız diğer erkeklerden farklı olduğunuzu gösterecektir.

Her ne kadar kelimeler koca imparatorlukların ittifakını sağlayarak savaşları bile önlemiş olsalar da, bir kadın için kelimelerin bile tercüman olamadığı kadar yoğun ve kuvvetli duygular daha değerlidir.

Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir… ama; anlayana işte…

Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma AŞlK olurdun…

Sen benim en kıymetlimsin, En güzel vazgeçilmezimsin.
Sevmekle bitmeyenimsin, Sen benim hakikatlimsin.
En derin, en içimdesin, Sen benim en güzel derdimsin

Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.

Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.

Senin için yapraklarını kopardığım papatyalardan dün gece özür diledim. Haklısınız dedim. Ne sevdiği belli, ne sevmediği…

Çok müsaitti gözlerin sevilmeye, azıcık bakayım derken içine düştüm.

Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.

Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.

Güneşi seviyorum diyorsun güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Yağmuru seviyorum diyorsun yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Korkuyorum sevgilim çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.

”Ben senin, benim olmadığım bir sabaha uyanmanı istemiyorum.”

”Bu konuyu daha sonra konuşur, beraber ortak karar alırız sevgilim.”

Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim?

Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler. İnsanlar onu hayatı boyunca belki bir kez görürler. Ben o yıldızı gördüm, o da sensin bir tanem?

Bir insanı sevmek onunla yaşlanmayı kabul etmek demektir benim için. Ben seni seviyorum ve bir ömür boyu seninle olmak istiyorum.

Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin.

Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın. O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum. Öylesine bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum. Seni çok seviyorum.

İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim?

Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat.

Güneşi seviyorum diyorsun güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Yağmuru seviyorum diyorsun yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Korkuyorum sevgilim çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.

Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle. Bir tutam sevinç, bir tutam umut ve bir tutam mutluluk gönderiyorum sana.

Allah’ım beni öyle bir sonbahar ayazı öldür ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamazsın.

Seni bulmaktan çok aramak isterim. Seni sevmeden önce anlamak isterim. Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.

Sen Allah’a dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.

Dün gece sen uyurken kızıla boyadım denizleri, uçurumdan attım sessizliği, haber saldım rüzgarlara, fısıldasınlar kulağına seni ne kadar çok özlediğimi.

Sesini duysam da her an yüzünü görmek gibi değil, özlediğimi bil her an çünkü hiçbir şey seni sevmek gibi değil.

Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi, sadece yürek ister.

Sadece sev istemiyorum. Kıskan, sahiplen istiyorum. Senin olduğumu, benim olduğumu belli et istiyorum. Hissetmek istiyorum.

Bir gül olmak isterdim. Neden mi? Beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için?

Sen benim hayatımda olduğun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakiptir çünkü sen benim için daima teksin.

Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Sevgi ne boğazda, ne mum ışığında yemek yemek, ne de pahalı bir pırlanta demek. Sevgi; bir lokmada iki mutlu insan demek.

Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep oradayım.

Bana bir günün 24 saat, bir saatin 60 dakika ve bir dakikanın 60 saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi. Yaşamımızın her anında birlikte olmamız dileğiyle sevgilim.

Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…

Sevgililer öpüşürken neden gözlerini kapatırlar bilir misin? Çünkü gözleriyle değil de kalpleriyle görmek isterler. Yani hissetmek isterler. Ben de seni ruhumun derinliklerinde hissediyorum sevgilim çünkü seni çok seviyorum.

Aşkına döksem gözyaşlarımı, elinle bir defa silecek misin? Şu kalbimi sana versem, bir gün gelecek sevecek misin?

Biliyorsun her gökkuşağının bittiği yerde bir hazine saklanırmış. Gökkuşağını takip ettim geçenlerde sende bitti. En değerli hazinemsin benim, canımsın. Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondur.

Seni seviyorum çünkü bu cümleyi senin kadar kimselere yakıştıramadım. seni seviyorum çünkü varlığınla anlam kazandı hayatım.

Gitmesini bileceksin kimi zaman, arkana bile bakmadan! Ve kimi zaman söyleyeceksin sevdiğini, çok geç kalmadan.

Sen yemeğimin tuzu, yüreğimin buzu, anasının en güzel kızı… Sen kalbimde en tatlı sızı, sen bütün varlığımın sevimli hırsızı… Sen sevdikçe sevilesi, övdükçe övülesi, öptükçe öpülesi, aşık oldukça olunacak aşkımsın.

Eğer seni nasıl ve ne kadar sevdiğimi öğrenmek istiyorsan bana yeni bir dil bulmalısın çünkü sana olan sevgimi anlatmak için kelimeler bulamıyorum ama bir şeyi bil ki seni çok seviyorum?

Sevmek bir bakıma zamanını vermektir, zaman aralarını doldurmak değil, sabahları birlikte uyanmaktır ve yelin sessizliğini gecenin gizemini bakışa bakışa duyumsamaktır sonra birbirinin damarlarında bir kavurgan kan gibi dolanmaktır.

Arzular göz açıp kapayıncaya kadar geçer biter. Oysa seninle aramızdaki sevgi ve aşk asla bitmedi. Ne kadar kötü şey yaşamış olsak da tüm bildiklerimi içimde yaşayan sana ayırdım. Emin ol ki kendimi yüceltecek bir şey yaparsam bil ki bu artık senin gözünde değer kazanmak ve daha mutlu etmek içindir. Seni seviyorum

Ve sen, dünyanın neresinde olursan ol gözlerimi kapadığımda gelmek zorundasın.

Ey gönül; ille de birini seveceksen dışını değil içini seveceksin. Gördüğünü herkes sever ama sen asıl görmediklerini seveceksin. Sözde değil özde aşk istiyorsan elbet tene değil cana değeceksin.

Sen benim sadece ilk görüşte değil; her görüşte aşık olduğum ilk ve son aşkımsın.

Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.

Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var.

Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun.

Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?

Aşk seven için sevinç, sevilen için gurur, sevip de ayrılan için ölüm demektir.

Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen de kalayım…

Sen yol aldığım ilk gemi, durduğum son limansın. Beni yakan ilk güneş, yüreğimi titreten son rüzgârsın. Sen beni ağlatan ilk sevdam, unutamayacağım son insansın.

Hani kardelen çiçeği göğe açık olur da kafasını karın altından çıkarır ya zemheri yüreğim yüreğine der ki kardelen kadar cesaretin yoksa sakın aşık olma.

Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da, ne aşkına bedduam, ne de sana kinim var, derya gibi akan bir derdim olsa da mahşere kadar seni unutmamaya yeminim var.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? “Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken, her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Yalnızlık üşümekse yalnızım üşüyorum, sensizlik uçurumsa tut kolumdan düşüyorum. Soru sorma cevabını bilmiyorum bildiğim tek şey var seni seviyorum.

Bırak da seni ben seveyim. Yabancıya gitmesin gözlerin…

Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.

Gecenin karanlığında sabahın aydınlığında hep aklımdasın bu ufacık kalbimin en büyük yerindesin ve tek sahibisin.

Sen Tanrıya dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.

Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.

Aşk; gülü dikeniyle avuçlamaya benzer ellerin kan içinde kalır ama dikenin hesabını gülden soramazsın.

Kızıl bir güneşin altında mavi bir yelkendir umut, alır götürür seni uçsuz bucaksız derin sevgilere sevgi mavidir mavi umut sen de gönlünü hep mavi tut.

Yarınlarımı hazırlıyorum ikimiz için, o güzel sihirli sözlerin için yaşıyorum hayatı bebeğim.

Dünyada yaşamın var olabilmesini sağlayan güneşin, sırf o uyandı diye doğduğunu söylemeniz bir kadının ayaklarını yerden kesecektir.

Mutlu olmak kimin umrunda, sen yanımda ol yeter.

Nasıl da başladı hikâyemiz ve yıllarca sürdü. Bundan sonra da seninle el ele bir ömür boyu sürsün istiyorum canım sevgilim. Bu dünya seninle bir başka güzel, sen benim her şeyimsin. Seni çok ama çok seviyorum, sen benim her şeyimsin…

Hiçbir canın acısı, senin acından az değildir. Hangi yaşta ölürsek ölelim, tamamlanmamış cümlelerimiz olacak.

Sen benim yıldızım, ayımsın; sen benim dünyalar kadar sevdiğim biricik Aşkımsın.

Seni bulmadan önce aramak isterim, seni sevmeden önce anlamak isterim, seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep yeniden başlamak isterim.

Neden yağıyorsun yağmur? Neyi ıslatmak için… Cadde ıslak, sokak ıslak, eğer ıslatmak istediğin gözlerimse nafile onlar ezelden ıslak.

Niyet ettim seni sevmeye desem, Allah kabul etsin der misin?

Boğazıma takıldı sevdan. Üç kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.

Bir gün sokaklar boyu ararsan sevgiyi, bir dağ eteğinde bir deniz kenarında yaşla dolarsa gözlerin, uzat bana elini unutma ben senin yanındayım.

Sevmek çaydır sevilmek şeker biz çayı hep şekersiz içeriz.

Ölürsem beni yârimin kalbine gömün. Mekânım cennet olsun…

Kendimi nokta kadar hissettiğimde bakıyorum ki en anlamlı cümlelerin sonuna gelmişim.

Sen hasretimsin, kaderimsin, yaşamadığım günlerimin sevgisine doyamadığım akşam gözlümsün. İnsanları tanıdım yıldızlar gibiydi hepsi gökteydi ama ben seni güneşi seçtim ve bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim.

Seni seviyorum; elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman, üzüntülerimi alıp onların yerine şimdiye kadar kimsenin başaramadığı o sıcaklığı koymayı başardığın için…

Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim açar açmaz duyayım kokunu. Sevda essin başak saçlarında, sesin yüzümü rüzgârla bulsun.

Kalbin hangi sevgi için çarpıyorsa yeni doğan günün güneşi seni ona kavuştursun.

Mutluluk yağmuru altında şemsiyesiz yürü ki yağan mutlulukların hepsi üstüne yağsın ve ömrünce hep mutlu olasın gülüm…

Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi… Bir insanın özlemi olmalı, özlemle açan çiçekler gibi… Bir insanın bir tanesi olmalı, o da senin gibi…

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın