İçindekiler
doktor. Han Çınar
akademik
[email protected]
Ben demiştim demekten hoşlanmam ama demiştim. Aslında her zaman söylediğimi söylemeye devam edeceğim. Dış ticaret açığı, ithalatı kısmak ve zorlaştırmakla kapatılamaz. Kapanmayacağı için daha fazla açılabilir. neden diye soruyorsun
Öncelikle kafa karıştıran dış ticaret açığı ile cari açık arasındaki farkı açıklayalım ki kafalar netleşsin. Dış ticaret açığı denildiğinde sadece ihracat ve ithalat arasındaki farkın anlaşılması gerekir. Dolayısıyla dış ticaret açığı denilince, cari açığın sadece bir alt bölümü olan mal dengesinin anlaşılması gerekir. Öte yandan cari açık, hizmetler dengesini, yatırım gelirlerini ve cari transferleri ve dış ticaret dengesini içeren daha geniş bir terimdir. Cari hesap açıldığında, ülkenin yurt dışından gelen paradan fazlasını gönderdiği anlamına gelir. Dolayısıyla yaratılan açık, ya yurt dışından borçlanarak ya da yerli varlıkların satılmasıyla kapatılıyor. Tersi durumda yani cari hesap fazla verdiğinde yerleşikler tarafından sermaye transferleri yapılır. Cari açık, herhangi bir biçimde ülkeye giren döviz ile ülkeden çıkan döviz arasındaki fark olarak tanımlanabilir.
Dolayısıyla dış ticaret açığı ithalat ve ihracat arasındaki fark olduğu için; İhracatımızı ithalatımızın üzerine çıkarma çabamız ve isteğimiz kuşkusuz doğru bir amaçtır; dış borç azalır veya yok olur, kişi başına gelir yükselir, para birimimiz güçlenir; Kısacası refah da artar. Ekim ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 artarak 17 milyar 333 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunu böyle görmek bir zevk. Ancak ithalatımız yüzde 8,5 artarak 19 milyar 729 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığımız yüzde 35,67 artarak 2,4 milyar dolar oldu.
Peki asıl soruna geçelim, ihracatımız artmasına rağmen dış ticaret açığı neden düşmüyor? Aslında önce yazımın girişindeki yazımın inceliğine dikkat çekeyim. Çözüm ithalatı kısmak değil, ihracatı gerçek katma değerli hale getirmektir. Bugün dış ticaret fazlası veren Almanya gibi Japonya’da da yüksek oranda ithalat yapıyorlar. Ama ürettikleri ve ihraç ettikleri ürünlerin değeri yüksek marka ve teknoloji ürünlerinden oluştuğunu düşündüğümüzde; İthalatı kısmak ve hammadde ithalatını zorlaştırmak yerine milli üretimlerini artırıp güçlü markalarla sürdürülebilir hale getirdiklerini görüyoruz. Yerli üretimi teşvik etmenin gerçek formülü bu. Ama bunu yaparken de ağırlık bazında ihracatın değerini büyük ölçüde artırarak tüm dünyaya satış yapacak markalar yaratmak. Diğer bir deyişle, güçlü ve sürdürülebilir, katma değeri yüksek markalar yaratmak. İthalata odaklanmak yerine, asıl ciddi önlemin alınması gereken yer burasıdır.
Peki, neden yüksek getiri sağlayan ve ihracatımızı kat kat artıran global markaları piyasaya çıkaramıyoruz? Odaklanmamız gereken konu bu. Ekonomiyi, para politikalarını ve vergi istikrarını yalnızca şirketlerimiz garanti edebilir; Merkez bankası uygulamalarının kalıcılığını ve bağımsızlığını hissettiklerinde, markaya yatırım yapmaya daha istekli olacaklar ve daha hırslı olacaklar. Yine yabancı yatırımcıların ülkemize gelişleri de aynı şartlara tabidir. Her sabah yeni bir ek vergi gelir mi, bugünkü kur ile zarar eder miyim gibi kaygılar, sektörün gelişmesine ve markaların ortaya çıkmasına engel olduğu gibi iş adamlarının şirketlerine yatırım yapmasına da engel oluyor.
Son elli yılın sorunu bu. Bu nedenle stratejik planlarımıza acilen dış ticareti de eklememiz gerekiyor. Aksi takdirde, işlerini büyütmek ve sürdürmek yerine yalnızca kişisel servetlerine öncelik veren daha fazla umutsuz, motive olmayan nesillere sahip olacağız. Unutmayalım ki; Kral çıplaksa çıplaktır.
Kaynak: Bu içerik, Bay D. Hakan Çınar’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıdaki tüm hak ve sorumluluklar yazarına aittir.
Yasal uyarı: Bu içerikte yer alan bilgiler, resimler, tablolar, açıklama, yorum, analizler ve içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bir kişi veya kuruluşa özel profesyonel bilgi veya tavsiye sağlama amacı taşımaz. Tema olarak benzer olsa da her eser kendi koşullarından dolayı farklı tavırlar sergileyebilir. Bu nedenle, bu makalede belirtilen içerikten yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar vermeden önce bir uzmana danışmanız yararınıza olacaktır. Bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer her türlü içeriğin özel veya resmi makamlarca kullanılması sonucunda doğabilecek zarar ve ziyandan Muhasebe Haberler veya ilişkili kişi veya kurumlar sorumlu değildir. , gerçek veya tüzel kişi, kurum ve kuruluşlar.
Yazarın diğer makaleleri
Ya çemberin dışındasın ya da içinde olacaksın.
Kaynak: İŞKUR Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Diğer gönderilerimize göz at
- İnternetten araba satanların gözü – Muhasebe Haberleri
- Kısa çalışma ödeneği başvurusundan feragat eden firma ücretsiz izin yardımına başvurabilir mi?
- Sentetik ipliklerden dokunmuş mensucat ürünleri (giyim için) ile ilgili olarak…
- Justin Bieber kimdir? Justin Bieber kiminle evli?
- Nakliye, sigorta vb. Servis kalemleri için GTİP numarası yoktur. İhracat faturasında nasıl gösteririz?
- Hangi Hashflow (HFT) “350x Yapabilir” Olarak Adlandırılır? – Urfa Hikâyeleri – Şanlıurfa Hikâyeleri
- Elon Musk Az önce Tweetledi: Balık Bu Altcoin Üzerine Atladı! – Fikirler – Fikirler